David Bowie

David Bowie
1947 Londra doğumlu David Robert Jones, ilk müzisyenlik deneyimini Little Richard’ın grubunda saksafon çalarak yaşadı. 1960’larda Londra’daki barlarda The King Bees, The Mannish Boys ve The Lower Third gibi blues gruplarıyla performanslara katılan Jones, saksafonun yanında vokalistlik yeteneğini de geliştirdi. Aynı zamanda ‘avant-garde’ tiyatrosuyla ilgilenen sanatçı, bu formu sahneye de taşıyarak değişik karakterler üzerinden kendi tarzını oluşturmaya çalıştı. Bir sanatçının sahne ismi olması gerektiğine inanan David Jones, Teksas’lı efsanevi kahraman Jim Bowie ve onunla bütünleşmiş olan bıçağından etkilenerek, soyadını ‘Bowie’ olarak kullanmaya karar verdi.
1967 senesinde kendisiyle aynı ismi taşıyan ilk albümünü Dream Records etiketiyle yayınlayan David Bowie, bu albümle zamanına göre oldukça farklı formları müzikseverlere iletti. Albüm içerisinde sitar, tuba, mızıka ve yaylılar gibi müzik enstrümanları yer alırken, albüm barındırdığı sözleriyle günümüzde klasik bir kült albümü olarak kabul ediliyor. Özellikle albümün son şarkısı “Please Mr. Gravedigger”daki değişik vokal efektleri birçok müzik eleştirmenine göre çılgınlık konumundaydı.
David Bowie, 1969 senesinde yayınladığı “Space Oddity” adlı 2. albümüyle folk rock tarzını denerken, albüm İngiltere listelerinde 17, Amerika listelerinde 16 numara olarak sanatçıya listelerdeki ilk başarısını yaşattı. Albümle aynı ismi taşıyan parçada kendi yarattığı Major Tom adlı astranotun hikayesini kendisiyle özdeş bir biçimde anlatan Bowie, albümün konseptinde yanlızlığını ve kaybolmuşluğu dile getirdi. Bu parçayla listelerde 5 numara olan sanatçı, albümde prodüktör Tony Visconti ile beraber birçok klasik parçaya da imza attı.
1971 senesinde ise “The Man Who Sold The World” adlı 3. stüdyo albümünü piyasaya süren David Bowie, bu albümle goth rock, darkwave ve sci-fi öğelerine değindi. Birçok müzik eleştirmenine göre Bowie’nin gerçek hikayesinin başladığı albüm olarak da kabul edilen “The Man Who Sold The World”, albüm içerisinde latin soundu gibi birçok değişik temayı parçalarına aktardı. Albüm, İngiltere listelerinde 26 numara olurken, albümle aynı ismi taşıyan parça günümüzde Nirvana gibi birçok isim tarafından yeniden yorumlanarak klasikleşti.
Aynı senenin Aralık ayında “Hunky Dory” adlı 4. albümünü yayınlayan David Bowie, bu albümde de glam rock tarzı bir sounda büründü. Kapağı, müziği ve sözleri ile ‘kitsch’ kategorisinde kabul edilen “Hunky Dory”, sanatçıyı İngiltere listelerinde 3 numaraya yükseltti ve albümde yer alan “Life On Mars?” listelerde 3 numara oldu. Bowie’nin gelecekteki kariyerinin özeti olarak da kabul edilen albüm, bazı müzik eleştirmenlerince fazla kişisel bulundu.
1972 yılında “The Rise And Fall Of Ziggy Stardust And The Spiders From Mars” adlı stüdyo albümüyle David Bowie, Ziggy Stardust adlı Mars’lı rock n’roll karakterinin dünyaya inişini ve yaşadıklarını dile getirdi. Albümün soundunda T.Rex ile Mott The Hoople gibi glam gruplarından etkilenen Bowie, aynı zamanda Deep Purple’ın progressive rock soundunu da albümüne lanse etti. Albüm, İngiltere listelerinde 5 numara olurken, “Ziggy Stardust”, “Moonage Daydream”, “Hang On To Yourself” ve “Suffragete City” gibi parçalar klasikleşti. Albüm sonrası ilk turnesine çıkan ve sahnedeki vahşi kostümleriyle dinleyicilere farklı bir şov sunan sanatçı, konserlerini basçı Trevor Bolder, davulcu Mick Woodmansey ve gitarist Mick Ronson ile yani Spiders From Mars ile gerçekleştirdi.
Medyaya yaptığı açıklamalarda rahatlıkla biseksüel olduğunu dile getirebilen David Bowie, dönemde hiçbir rock yıldızının yapamadığını yaparak çoğu sanatçıdan ayrılıyordu. Aynı zamanda Lou Reed’in “Transformer” albümüne Mick Ronson ile prodüktörlük yapan Bowie, Iggy Pop’un grubu The Stooges’a da kendi plak şirketi MainMan Productions ile yardımcı oldu.
1973 senesinde “Aladdin Sane” adlı albümüyle toplumun dağınıklığı konusuna değinen David Bowie, bu albümle ilk kez İngiltere listelerinde 1 numara olarak birçok fana göre en önemli albümlerden birine imza atmış oldu. Albümde yer alan “The Jean Genie”, “Drive-In Saturday” ve Rolling Stones parçası “Let’s Spend The Night Together” parçaları hit olurken, sanatçı Ziggy’nin Amerika’da geçirdiği zamanı albüme lanse etmeye çalışarak büründüğü karakterle uzun süre sahnede performanslarda bulunacaktı.
Aynı sene “Pin Ups” adlı yorum albümünü piyasaya süren David Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde bir kez daha 1 numara olarak 15 hafta boyunca listelerde yer aldı. Yarattığı Ziggy karakterinden uzaklaşmak isteyen Bowie, özellikle gay kültürünün sembolü haline gelerek 1967 yılında başlayan eşcinsel hareketinin en önemli temsilcilerinden biri haline geldi.
1974 Nisan ayında “Diamond Dogs” albümünü çıkartan David Bowie, bu albümün konseptinde George Orwell’ın “1984” adlı kitabından etkilenerek “We Are The Dead”, “1984” ve “Big Brother” gibi parçalara imza attı. Ayrıca parçalarda gelecekte meydana çıkacak vahşi şehirleri sözlerine yansıtan Bowie, ortaya çıkan punk neslini de böylelikle dinleyecilerine tarif ediyordu. Albümle İngiltere listelerinde 1, Amerika listelerinde ise 5 numara olan sanatçı, albümle ilgili bir de film çekmek istedi ancak bu gerçeğe dönüşemedi. Albüm sonrası Kuzey Amerika’da turneye çıkan Bowie, burada oldukça pahalı bütçeli konserler gerçekleştirdi. Bu performanslar BBC televizyonunca belgeselleştirilerek “Cracked Actor” adıyla yayınlandı. Aynı sene “David Live” adlı ilk konser albümünü yayınlayan sanatçı, bu albümle İngiltere listelerinde 2 numara olmayı başardı.
1975 senesinde “Young Americans” albümüyle tarzını değiştirerek soul müziğe yönelen David Bowie, albümde John Lennon ve Luther Vandross gibi müzisyenlerle çalıştı. Albüm, İngiltere listelerinde 2 numara olurken, albümde çıkan “Fame” single’ı Amerika listelerinde 1 numaraya ulaştı.
1976 senesinde “Station To Station” albümüyle The Thin White Duke karakterine bürünen David Bowie, albümün soundunda ilk kez elektronik temalara yöneldi. Albümün kayıtları sırasında yoğun bir şekilde uyuşturucuyla bir olan Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde 5, Amerika listelerinde 3 numara oldu. Aynı sene “The Man Who Fell To Earth” adlı bilim kurgu filminde başrole soyunarak sinema sanatına geçen sanatçı, Mayıs ayında “Changesonebowie” adlı derleme albümü sonrası senenin sonunda “Station To Station World Tour” turnesine çıktı.
Alman müziğini yakından takip etmeye başlayan David Bowie, yakın arkadaşı Iggy Pop’la Berlin’de bir daireye çıkarak yeni besteler üzerinde çalışmaya başladı. Pop’un konserlerinde klavyede ve geri vokallerde yer alan Bowie, 1977 senesinde “Low” adlı deneysel ve avant-garde albümünü hayranlarına ulaştırdı. “Low”, Berlin üçlemesinin ilk albümü olurken, İngiltere listelerinde 2 numara olmayı başardı. Kraftwerk ve Neu! gibi Alman gruplarından etkilenerek hazırlanan albüm, sound olarak industrial, post-punk ve new wave tarzını yansıtırken, günümüzde de bu tarzların en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Aynı sene “”Heroes”” albümüyle önceki albümden daha sakin bir albüme imza atan David Bowie, albümde Brian Eno ve beraber King Crimson’dan Robert Fripp ile çalıştı. Birçok müzik eleştirmenine göre Bowie’nin en iyi albümü olarak kabul edilen “”Heroes””, İngiltere listelerinde 3 numara olmayı başardı. Minimalist öğeleriyle oldukça duygusal temaları işleyen sanatçı, albüm sonrasında turneye çıkarak performanslarını 1978 tarihli “Stage” adlı konser albümüyle sevenlerine ulaştırdı.
1979 senesinde “Lodger” albümüyle Berlin üçlemesinin son albümüne imza atan David Bowie, bu albümde de Brian Eno ile işbirliğine girdi. Diğer iki albümden farklı bir şekilde dünya müziğinden örnekler sergileyen Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde 4 numara oldu. King Crimson’dan Robert Fripp ile beraber Adrian Belew da albüme katılırken, sanatçı 1980 senesinde “Best Of Bowie” adlı derleme albümüyle İngiltere listelerinde 3 numara oldu.
1980 senesinde Berlin üçlemesi sonrası “Scary Monsters (And Super Creeps)” adlı albümü çıkartan David Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde 1 numara oldu. Üçlemeye göre daha sert ve depresif bir sounda sahip olan albümden çıkan single “Ashes To Ashes” listelerde 1 numara olurken, The Who grubundan Pete Townsend’in konuk müzisyen olarak yer aldığı “Because You’re Young” dikkat çekti. 1981 senesinde ise “Changestwobowie” adlı derleme albümü yayınlayan sanatçı, bu albümde 1980 öncesi kaydetmiş olduğu ve hiç yayınlanmamış parçalarına yer verdi. Aynı sene “Christiane F., Wir Kinder Vom Bahnhof Zoo” adlı filmin soundtrack’ini hazırlayan Bowie, 1981 senesinde ise Queen ile birlikte “Under Pressure” adlı single’ı yayınlayarak listelerde 1 numara olmayı başardı.
1983 senesinde “Let’s Dance” adlı albümüyle İngiltere listelerinde bir kez daha zirveye yerleşen David Bowie, bu albümde R&B grubu CHIC’den Nile Rodgers ile birlikte prodüktörlük koltuğundaydı. EMI etiketiyle yayınlanan albümde ayrıca gitar ustası Stevie Ray Vaughan ile davulcu Omar Hakim, Bowie’nin yanında yer alarak 1980’lerde ortaya çıkan dans müziğine gönderme yapıyorlardı. Albümden “Modern Girl”, “Let’s Dance” ve “China Girl” adında üç tane başarılı single çıkarken, sanatçı “Serious Moonlight Tour” kapsamında oldukça başarılı performanslarda bulundu. Aynı sene “Ziggy Stardust: The Motion Picture” adlı konser albümünde 1973 senesinde gerçekleşen performansını hayranlarına aktaran sanatçı, belki de son kez Ziggy karakterine hayat veriyordu.
1984 senesinde “Tonight” adlı 16. stüdyo albümüne imza atan David Bowie, bu albümde de dans müziğinden temalar kullanarak İngiltere listelerinde 1 numara oldu. Albümde Tina Turner ve Iggy Pop konuk müzisyen olarak yer alırlarken, Beach Boys yorumu “God Only Knows”, Bowie hayranlarının beğenisini kazandı. 1985 senesinde Wembley’deki ‘Live Aid’ performanslarına katılan sanatçı, burada The Rolling Stones’dan Mick Jagger ile birlikte 1964 tarihli “Dancing In The Street” parçasını baştan yorumlayarak listelerde 1 numara oldu. Aynı sene “The Falcon And The Snowman” adlı filme Pat Metheny Group ile birlikte “This Is Not America” adlı parçayı hazırlayan Bowie, bu parçayla Amerika’daki yabancılık hissine dikkat çekiyordu.
1986 senesinde “Absolute Beginners” adlı filmin tema müziğini hazırlayan David Bowie, aynı sene Jim Henson filmi “Labyrinth”de Goblin Kralı Jareth rolüne soyundu. Filmdeki bazı müziklere imzasını atan Bowie, 1987 senesinde “Never Let Me Down” adlı stüdyo albümüyle hayranların pek de hoşuna gitmeyen bir albüm hazırladı. Nitekim Bowie, yaptığı açıklamalarda albümün soundundan kendisinin de rahatsız olduğunu belirterek hayranlarından özür dileme gereği duydu. İngiltere listelerinde 6 numara olan albüm sonrasında 1988 senesinde bol sahne şovlu “Glass Spider” adlı dünya turnesine çıkan sanatçı, aynı sene Martin Scorsese filmi “The Last Temptation Of Christ”da Pontius Pilate rolüne soyundu.
1989 senesinde Tin Machine adlı grubu oluşturan David Bowie, grupla aynı ismi taşıyan albümü yayınlayarak İngiltere listelerinde 3 numara olmayı başardı. Gitarda Reeves Gabrels, davulda Hunt Sales ve basda Tony Sales kadrosuyla hard rock tarzı müzik yapan Tin Machine projesinin yanında Bowie “Sound+Vision” adlı box setle en iyi parçalara, demolara, konserlere ve Alman versiyonu “Heroes” albümüne yer verdi.
1990 senesindeki Grammy’lerinden “En İyi Albüm Ambalajı” ödülünü alan David Bowie, aynı sene “Changesbowie” adlı derleme albümü piyasaya sürdü. 1991 senesinde grubu Tin Machine ile beraber “Tin Machine II” adlı albüme imza atan Bowie, 1992 senesinde de “Tin Machine Live: Oy Vey, Baby” adlı konser albümünü yayınladı.
1993 senesinde soul, caz ve hip-hop içerikli “Black Tie White Noise” adlı albümü piyasaya süren David Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde zirveye yerleşti. Albümde Amerika’daki ayrımcılığı eleştiren Bowie, “Jump They Say” single’ı ile de listelerde 9 numaradaydı. Aynı sene “The Singles Collection” adlı derleme albümü yayınlayan sanatçı, BBC2 televizyonunun hazırladığı “The Buddha Of Suburbia” adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırlayarak bir albüm daha çıkardı. Albümde Lenny Kravitz bir şarkıda konuk müzisyen olarak yer alırken, Bowie albümün tümünü hazırlayarak alternatif rock’a yakın bir sounda büründü.
1995 senesinde “Outside” adlı 21. stüdyo albümüne imza atan David Bowie, albümde Brian Eno ile yeniden biraraya gelerek kısa cinayet hikayelerini besteleştirdi. İngiltere listelerinde 8 numara olan albüm, Bowie’nin ilk industrial rock çalışması olarak dikkat çekti. Aynı sene albümün turnesine çıkan sanatçı, kendisine turnelerde eşlik edecek grup olarak Nine Inch Nails’i belirledi. Ancak albüm satışlarının düşük olması sebebiyle turne iptal edilirken, Nine Inch Nails’dan Trent Reznor, Bowie’nin “The Heart’s Filthy Lesson” parçasını remixleyerek sanatçıyla ilişkisini devam ettirdi.
1997 senesine gelindiğinde “Earthling” adlı jungle ve drum n’ bass soundlu albümü çıkartan David Bowie, bu albümle İngiltere listelerinde 6 numara oldu. Albüm içerisindeki elektronik temalarla kendi stilini birleştiren Bowie, “I’m Afraid Of Americans” parçasını Trent Reznor ile remixleyerek piyasaya sürdü. 1998 senesinde “Velvet Goldmine” filminde David Bowie ve Iggy Pop’un ilişkisi senaryolaştırılarak sinema perdelerine aktarılırken, Bowie filmin gerçeklerden biraz uzak durduğunu belirtti.
1999 senesinde “’hours...’” adlı albümünü Virgin Records etiketiyle yayınlayan David Bowie, albümde yer alan “What’s Really Happening” adlı parçayı internette düzenlediği söz yarışmasında birinci olan Alex Grant’e devretti. İngiltere listelerinde 5 numara olan albüm, sound olarak sanatçının eski albümlerini hatırlatıyordu. Aynı sene “Omikron: the Nomad Soul” adlı bilgisayar oyununun müziklerini de hazırlayan Bowie, süpermodel eşi Iman Abdulmajid ile oyunda karakterize edildi.
2000 senesinde “Bowie At The Weeb” adlı derleme albüm piyasaya sürülürken, aynı sene David Bowie prodüktör Tony Visconti ile bir araya gelerek “Toy” adındaki albümü hazırladı. Albümün kayıtlarının bitmesine rağmen yayınlanmasından vazgeçildi. Ancak ikili bu çalışmanın devamı şeklinde 2002 senesinde “Heathen” adlı albümü yayınladı ve sanatçı İngiltere listelerinde 5 numara oldu. Karanlık bir atmosfere sahip “Heathen” albümünde The Who’dan Pete Townshend ile Nirvana davulcusu Dave Grohl konuk müzisyen olarak yer alırlarken, albümde yer alan Pixies parçası “Cactus”ün yorumu beğeni topladı.
David Bowie, 2002 senesinde “Best Of Bowie” adlı derleme albüm sonrası 2003 senesinde “Reality” adlı albümle sevenleriyle bir kez daha buluştu. İngiltere listelerinde 3 numara olan albüm sonrası “A Reality Tour” adlı turneye çıkan Bowie, turnenin hemen başında kalp krizi geçirerek turnesine ara vermek zorunda kaldı. Kısa sürede iyileşen sanatçı, turnesine kaldığı yerden devam etti ve 2004 senesinde “A Reality Tour” adlı DVD’yi hayranlarına ulaştırdı. Aynı sene “Shrek 2” ve “The Life Aquatic With Steve Zissou” adlı filmlerin soundtrack’lerinde yer alan Bowie, 2005 senesinde Arcade Fire grubunun “Funeral” albümündeki “Wake Up” adlı parçada konuk müzisyen olarak bulundu.
2006 senesinde David Gilmour’un bir konserinde sahneye çıkarak sanatçıya iki parçada eşlik eden David Bowie, 2007 senesinde New York’ta “Highline” ismini taşıyan performansta küratör olarak yer aldı. Sanatçı aynı zamanda Scarlett Johansson'ın Tom Waits'in şarkılarını yorumladığı 2008 tarihli albümü "Anywhere I Lay My Head"de yer alan "Falling Down" ve "Fannin' Street" parçalarına vokal yaptı.